Ne ki şimdi bu?

Bu blog 2005 yılının Mayıs ayından beri tutuluyor. Kayıtların bir kısmı elimizde olmayan nedenlerle silindi. Kullanıcı Blogger ailesine 2008 yılında katılmış gibi görünüyor olabilir, siz ona inanmayın. Hem yazı hem fotoğraf olsun, bu ne kuru blog derseniz sizi Çalışmak Adamın Karakterini Bozar adlı Tumblr blogumuza alabiliriz.


Pazar, Haziran 03, 2012

Geçen gece

Dün gece başıma garip bir şey geldi. Blog'da anlattım. Buradan okuyabilirsiniz.

Posted via email from elkeschmitter's posterous

Cuma, Mayıs 11, 2012

Yazlık haleti ruhiyeler

"Psikolojik açıdan yaza hazırlanmanın bir yolu yordamı var mıdır acaba? Yazlık giysiler gibi püfür püfür yazlık haleti ruhiyeler olsa mesela, üzerime giyince ferahlasam da bu yaz güzel geçse…"

-
via @dreamsact (Halid S. Şimşek)

Yazının tamamı için buraya, Twitter profiline ulaşmak için buna tıklayın.

Posted via email from elkeschmitter's posterous

Çarşamba, Nisan 25, 2012

Uykusuz

Uykusuz bir gece ve sabah hiçbir şey olmamış gibi, hafifçe kırışmış çarşafların içinden çıkıp güne başlamak. Ağızda bir önceki geceden kalma tatsızlık; hayır, kekremsi ya da buruk değil, sadece uykusuz geceden kalma işte; hiçbir özelliği yok.
Tanımsız.

Defalarca kez tekrarlanmış melodiler, gecenin kendisi bile loop’ta. Birden fazla taslak ve yine kendine saklanan itiraflar.

Açılın! Vücut ısısı yükseliyor gitgide, nefes alamıyor. Nabız? Muhtemelen normal ve hatta sıradan.

Bugün kimin doğum günü? Bilmiyor ama kutlu olsun istiyor. Pasta da kessinler, mum üfletsinler. Belki uzun uzun da sarılırlar birbirlerine, kimbilir?

Açılın! Yarayı sarmak için yeterli vakit yok. Alelade bir bandaj belki, tam göğüs hizasından, boydan boya…

Yıl 2012, yer Dünya.

Pazar, Nisan 08, 2012

Müfit

Bugün, bir romanda karşılaşsam “atma recep, din kardeşiyiz” diyebileceğim biriyle tanıştım. Tanıştım dediğim, ilkokul arkadaşımın doğum günü & bahçe partisinde aramızda bulunmayan ama tüm gece boyunca sofranın en önemli konusu olduğundan hayatı hakkında enteresan bilgiler edindiğim biri. Adı Müfit. Sanırım Alman Lisesi’nden. Tahminen 81 ya da 82 doğumlu.

Müfit, eczacılık okumuş ve çok zorlamayıp eczacı olmuş. Sakin, içe dönük… Müzikle uğraşıyor bir yandan. O kadar uzun süre kendi başına zaman geçirmiş ki, müziğe olan sevgisi ile yeteneği birleşince ortaya güzel bir şeyler çıkmaya başlamış.

Ona göre her şeyin en büyüğü, en iyisi. Özellikle elektrikle çalışan şeyler. Hani normalde bir şeyin çok fonksiyonlu ve daha küçük olanı daha makbuldür ya, ona göre değil. Toplamda olsa olsa 50 metrekare kadar evinde klimanın, klavyenin (müzik) en büyüğü var. Temizlik kavramı ile ilişkisi biraz sorunlu ancak pis olduğundan değil, pis olduğunu anlamadığından. Abi burası çok pis dediğinde bir arkadaşı, “pis olduğunda söyle bana, temizlerim ben, çünkü pislendiğini farketmiyorum” diyen, uyumlu bir çocuk aynı zamanda. (gerçekten de temizliyormuş üstelik)

Müfit’in çocukluğu biraz travmatik. Anne figürü erken yaşta kaybedilmiş, hayatında var ile yok arasında. Kardeşi lösemi olmuş. Baba oğlunu sevse de, ona bakabilecek yetkinliği edinememiş. Oğlunu seviyor, ona eliyle “havuçlu” sandöviç hazırlayacak kadar. Tabii havuç bütün halinde ekmeğin arasına konmasa, daha iyi olacak.

Arkadaşları tarafından çok seviliyor Müfit. 20 kişilik bir partide, önceden tanımadığı tek bir kişi olsa dahi, partiye icabet etmeyeceğinden bu etkinliğe de katılmamış ancak masada bulunan arkadaşlarından 5’i (G, U, O, B ve M.) gece sonunda ona gitmeye kararlıydı. Tabii telefonunu kapatmamış olsaydı. 

Özetle, dün geceden aklımda kalan şahsına münhasır biri Müfit. Aklımdan uçup gitmesin, bir yere yazayım istedim. Başka bir gün de Ruanda (Rwanda) hakkında yazacağım inşallah.

Çarşamba, Şubat 15, 2012

7 yıl

Vücudumuzdaki tüm hücreler 7 yılda bir tamamen değişirmiş. Bir anlamda 7 yılda bir bambaşka insanlar oluyoruz. 7 yılda bir damak tadının değişmesi vb. şeyler de buna paralel olarak gerçekleşiyor demek ki. 

Tasavvuf inanışına göre yer ve gök katlarının, yoga literatürüne göre vücudumuzdaki ana çakraların, müzikte notaların ve daha bilmediğim pek çok şeyin 7 rakamı ile ilişkili olması ne enteresan, değil mi?

- 7. 7 koca yıl. 7 çarpı 365 gün. 7 yılda hayatımızda onca şey değişirken, hücreler, damak tadı vb. şeylerin değişmesi çok mu? (= Değişsin tabii

Perşembe, Şubat 02, 2012

Paul Auster vs. RTE

Paul Auster “Türkiye’ye gelmem”e gelen beyanatlarda bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cevap olarak “cahil adam” demeyi uygun buldu, vs. Bu kısımları biliyorsunuz. Benim asıl merak ettiğim ise başka bir şey…

Gerçekten bilmediğimden soruyorum. Türkiye gibi demokratik özgürlüğün olmadığını düşündüğü ülkelere gitmeyen bir yazarın kitabı neden ilk olarak o ülkelerden birinde yayınlandı? Evrensel bir dilimiz de yok üstelik… 

Auster okuduğu sırada haberleri duyan annem de merakta. Auster’ın röportajındaki cevabı da açıkçası tatmin etmedi beni. Yani yayıncı Amerika’dan önce davrandı falan… Nasıl bir programsa, ABD’de ağustos ayında çıkması planlanıyormuş üstelik. Tamamen Can Yayınları’nın gündem yaratması mı yani? 

Bu arada olay nerelere taşındı, görüyor musun Can.

Paul Auster’in röportajını buradan okuyabilirsiniz. Sizce?

Cuma, Ocak 27, 2012

Most Wanted

Al_capone 
 
Ünlü Gangster Al Capone’u ve onun ünlü bisiklet hikayesini duymuşsunuzdur muhakkak. Bilmeyenler için ufak bir hatırlatma yapalım onun ağzından:
Çocukken her akşam yatmadan once ve aklıma geldiği her an Tanrı’ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı’nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. Ertesi gün gittim, kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı’ya günahlarımı affetmesi için dua ettim.
Düşündüm de (bu aralar yerli yersiz her şeyi düşünüyorum) ne yazık ki Al Capone kadar akıllı bir insan değilim. Tanrı’nın çalışma sistemini anlamayı bırak, henüz çalışma saatlerini bile öğrenememiş olsam gerek, ettiğim yarım yamalak dualar da boşa gidiyor sanki.
Öyle işte. Naber?
-
Al Capone’un bu fotoğrafı Louis Sidoli’nin 5 Haziran 2011’de açılmış “Most Wanted” adlı sergisinden.

Sidoli, çarpıcı renkteki baskılarıyla 20. Yüzyıl tarihine damgasını vurmuş 12 adamı sergi salonuna taşımış. Sergi açıklamasında “en kötü şöhretli 12 adamı” diyor ancak bana bu şekilde çevirmek doğru gelmediğinden bu kısmı atlayıverdim. :) Aralarında Kurt Cobain’den Mick Jagger’a, Johnny Cash’ten Jim Morrisson’a kadar pek çok idol isim var. Diğerlerine buradaki linkten bakabilirsiniz.

Cuma, Ocak 13, 2012

Fark yaratmak

"Fark yaratmak istiyorsanız, güne başlarken başkalarının ne yaptığına veya gelen cevaplara değil, hedeflerinize odaklanın!"

Seth Godin, http://sethgodin.typepad.com/ linkindeki blogunda harika önerilerde bulunmuş.

Godin, güne başlarken, bilgisayarınızı açar açmaz başkalarının ne yaptığına, Facebook’a, Twitter’da yazılanlara bakmak yerine, dingin bir zihin ile kendi hedeflerinize yönlenmenizin daha faydalı olacağını söylüyor.

Yazıyı herkesin okumasını tavsiye ederim. Bence harika fikir! 

(Blogdaki yazıyı okumama vesile olan Hasan Başusta’ya ilgili yazıyı Twitter profilinde paylaştığı için buradan teşekkür ederim.

Cumartesi, Eylül 10, 2011

Elke Schmitter nerede, ne yapıyor?

Merhaba,

Uzun zaman oldu, görüşmedik burada. Önemsemediğimden değil, tamamen unuttuğumdan. :) Son zamanlarda internet üzerinde nerelerde, ne yapıyorum merak ederseniz:

Tumblr'da bir şeyler yazıyor, Twitter'da twitliyor, Flickr'da fotoğraf bakınıyor, Friendfeed'de forum sohbetlerini okuyor, Foursquare'de gittiğim yerleri paylaşıyor, Formspring.me'de sorularınızı yanıtlıyorum. Çok sık olmasa da arada bir Namüsait Apokaliptik Yayla'ya uğruyorum.

Sizi de beklerim.

Sevgiler,

Cumartesi, Nisan 23, 2011

Babişko (23 Nisan notu)

23 Nisan'da blogumu bir çocuğa verecektim, unuttum. Bunun üzerine çocukken yazdığım bir şeyi bulup post etmeye karar verdim. 

Babama yazdığım bir not ile görevimi tamamlıyorum.
Babişko,

Okuldan geldim, evde yoktun. Ben Gülaylara iniyorum. (7 numara) Annem gelince ona söylersin.
Seni seviyorum.
Kızın Selen