hande yener'in nasıl delirdim adlı albümünde duyar duymaz tekrar tekrar dinlemelere doyamadığım parça.
zaten seyyal taner'i de küçükken çok takdir ederdim. bir de şık latife parçası vardı ayşegül aldinç'in, ki o parça da bana aynı naciye gibi fahriye abla duygusu yaratırdı...
sonra müslüm gürses'in aşk tesadüfleri sever albümünde sezen aksu ile müslüm gürses'in düeti, sebahat abla çıktı karşıma yanına mahallenin delikanlısı eşref abi'yi de alarak.
yıllar geçiyordu ve zaman naciye'yi yaşlandırıyordu. lakin o hep mahallenin hep en ünlü kadını olarak yıllara meydan okudu, üstüne türlü türlü giysi diktiler, değişmedi...
bu albümde de üzerine binbir türlü şey dikmiş olsalar da gözümde hala aynı, hala güzel... vaktinde, evimize gelen tombul teyzelerin yıllar geçtikçe iyice etlenen baldırları, popoları ve göbeklerine rağmen yine de hala körpe, gelinlik çağında bir genç kız edasıyla holde bir o yana bir bu yana kırıtarak narin bilekli ayaklarıyla parmak uçlarında yürüyüşleri gibi zarif ve alımlı...
not: bir de farkettiniz mi bilmem, hande yener parçayı tam bir ayşegül aldinç havasında söylemiş. ki hande yener'in şarkıcılığını da beğenirim ben ama bunu bana albümden bağımsız olarak dinletseydiniz ve ayşegül aldinç bak neyi söylemiş deseydiniz aynen yerdim. (özellikle nakarat kısımlarına dikkat edin)
ek: süreyya'yı da yabana atmamak lazım tabi... o da yan mahallenin kızı sonuçta
Salı, Mayıs 29, 2007
naciye
Etiketler:
ayşegül aldinç,
eşref abi,
fahriye abla,
hande yener,
müslüm gürses,
naciye,
nasıl delirdim,
sebahat abla,
seyyal taner,
sezen aksu,
süreyya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)