Ne ki şimdi bu?

Bu blog 2005 yılının Mayıs ayından beri tutuluyor. Kayıtların bir kısmı elimizde olmayan nedenlerle silindi. Kullanıcı Blogger ailesine 2008 yılında katılmış gibi görünüyor olabilir, siz ona inanmayın. Hem yazı hem fotoğraf olsun, bu ne kuru blog derseniz sizi Çalışmak Adamın Karakterini Bozar adlı Tumblr blogumuza alabiliriz.


Cumartesi, Mayıs 07, 2005

başka bir dilde konuşmak istiyorum

başka bir dilde konuşmak istiyorum. bambaşka bir dilden sözcükler ağzımdan çıkar çıkmaz kendileri dizilsin dinleyenimin kulağında. ben anlatırken saçma sapan öykülerimi, dinleyenim içimi görsün.
çığlığıma karışıp içine akan sözcüklerden yeni bir dünya, yeni bir yaşam çıkar mı?
başka bir dilde konuşsak başka insanlar olur muyuz acaba yaşadığımız aynı kara parçasının üzerinde? Yahut başka topraklara uzatsak ayaklarımızı, başka sözcükler yayılır mı bizden insanoğluna?
tebdili mekanda mı ferahlık vardır, yoksa biz mekanı değiştirdiğimizde, başka kadrajlara girdiğimizde başka insanlar mı oluruz? sormayan, sorgulamayan, görüp, çarçabuk anlayıp kavrayan insanlara dönüşmemiz hangi mekana geçtiğimizde, hangi dilde konuşulan toprağa gittiğimizde gerçekleşir.
kafka’nın metamorfozunda değişen dönüşen katip gibi biz de birkaç metrekarelik bir alanda yeni ve bambaşka uyanabilir miyiz ve daha önce aynı dilde anlaştığımızı sandığımız insanlarla şimdi başka bir dilde anlaşamayıp, anları aslında daha iyi tanıma olanağı bulur muyuz?
bir dil bir insan, iki dil iki insan derken aslında sadece teorik bir lisan kavramından mı bahsetmek zorundayız? alkol oranı yüksek bir sofrada arkadaşlarımızla yaptığımız sohbet esnasında kullandığımız dille patronumuzla konuştuğumuz dil aynı dil midir acaba?
bir günlük zaman dilimizde ilişkide bulunmak zorunda olduğumuz ve ilişkide bulunmayı kendimizin tercih ettiği insanlarla bambaşka lisanlar kullanmaz mıyız?