Ne ki şimdi bu?

Bu blog 2005 yılının Mayıs ayından beri tutuluyor. Kayıtların bir kısmı elimizde olmayan nedenlerle silindi. Kullanıcı Blogger ailesine 2008 yılında katılmış gibi görünüyor olabilir, siz ona inanmayın. Hem yazı hem fotoğraf olsun, bu ne kuru blog derseniz sizi Çalışmak Adamın Karakterini Bozar adlı Tumblr blogumuza alabiliriz.


Cuma, Mart 23, 2007

bir dondurulmuş köftenin günlüğünden

köfte hayatı...

"canımı bu gün çok yaktılar günlük. ne güzel arkadaşlarımla şu sıcak havada serin serin oturuyorduk. sonra nedense bir süredir gayet mutlu takıldığımız yerden bizi ayırıp mutfak tezgahının üzerine koydular, balık istifi gibi dizdiler. bi de öylece bırakıp gittiler. yani insan bir düşünür, madem alıp getiriyorsun evine, ne diye alıştığı yerden kaldırıyorsun adamı. neyse, sonra tabi biz sıcağı görünce karpuz gibi erimeye başladık yavaştan. şukufe ile aylin fena saldılar yağlarını. peyami abi iyi gibiydi ama onun şansı gölgeye düşmesiydi. beni sorarsan rafadan yumurta gibiyim günlük. yine de iyi yönünden bakmak lazım. bizi bu gün baya bi allayıp pulladılar. sanırım buradan başka bir yere geçeceğiz. üzerimizdeki ince parlak kağıda sarılmış olmamıza bakılırsa dışarı çıkma ihtimalimiz bile olabilir. heyoooo.
neyse, sanırım birileri geliyor sevgili günlük. sonra konuşuruz."

mutfağın dışında holden sesler gelmektedir.

adam: 1,5 saattir portmantonun önünde seni bekliyorum
kadın: bir de beni düşün. yıllardır aynı manzarayı seyrediyorum bir burun ve arkadaşları
adam: çok komik.. kadınların sıradan bi evden çıkma olayını neden bu kadar büyüttüğünü anlamıyorum, sanki bir daha dönmeyeceğiz, gidip bi evin bahçesinde köfte yiyeceğiz altı üstü.
kadın: ona barbekü partisi deniyor canm
adam: öyle mi? peki köftelerin bundan haberi var mı? yoksa bizim salak köfteler sadece aşağılık bir mangalda can vereceklerini mi düşünüyorlar. halbuki ne can vermesi, parti yapıyor angutlar, değil mi?